• Akdeniz Finans Web Sitesine Hoşgeldiniz
  • +90 533 594 91 48

Doğal Güzelliklerimiz


Fethiye ilçe merkezinden 5 km uzaklıktaki Çalış Plajı, yörenin en önemli konaklama ve eğlence merkezlerinden birisidir. Hemen karşısında, Fethiye Limanının giriş kapısı sayılabilecek Şövalye Adası yer alır. Çalış Plajı’na Belediye otobüsleri ve dolmuşların yanısıra, küçük dolmuş tekneleri ile denizden de ulaşım olanağının bulunması, tatilcilere büyük kolaylık sağlamaktadır.Sıcak yaz günlerinin serin akşamları, tatillerinde Çalış’ta konaklamayı seçenlerin ayrıcalığıdır

Caretta caretta kaplumbağalarının en önemli yuvalama bölgelerinden biri olan Çalış Plajı, bugüne kadar 219 türün tespit edildiği, Çalış Doğa Parkı-Kuş cennetini de kapsıyor.

Akdeniz’de en romantik gün batımının izlendiği, Yörük Çadırında, yöresel kültürün yaşatıldığı, zevkli bir tatil için bütün seçeneklerin sunulduğu, yerli ve yabancı konukları ağırlayacak tüm olanaklara sahip bir merkez konumunda.

Eğer su sporları, özellikle de wind-surf, tatilinizde vazgeçemeyeceğiniz alışkanlıklarınızın arasındaysa, Çalış sizin için en ideal seçim olmalı...

İyi bir plaj keyfi için aradığınız her şey; güneş, kum ve deniz, yöre insanının sıcak konukseverliği,  iyi bir hizmet ve eğlenceyle, Çalış’ta unutulmaz bir tatile dönüşüyor.



(Çalış Plajının hemen arkasında yer alan bölge, Fethiye turizminin konaklama kapasitesinin yaklaşık 7.500 yataklık bölümünü kapsar. Çeşitli standartlarda, irili ufaklı konaklama tesisleri, restoran ve barlar ile alışveriş merkezleri, turizmin bütün gereksinimlerini karşılayacak biçimde hazırlamıştır. 

3 km uzaklıktaki Günlükbaşı yerleşimi ve Plajın uzantısında yer alan Kargı ve Yanıklar Köyleri de çeşitli standartlardaki pansiyon, otel ve tatil köyleri ile konaklama ve diğer turizm hizmetleri için alternatifler sunmaktadır.)


ÖLÜDENİZ-BELCEĞİZ

Bir akşamüstü denizle buluşmak... Hissetmek masmavi gökyüzünü ellerinizin arasında... Tatlı Akdeniz rüzgarlarıyla dansetmek ve kumsalda bırakmak ayak izlerinizi...

Ölüdeniz, “Cennetin Kapısı”

Ölüdeniz, “Özgürlükler Plajı”...

Korunaklı durgun suyuyla Ölüdeniz ve hemen yanı başındaki Belceğiz Plajı, Akdeniz’in beyaz köpüklerini, çam ağaçlarının yeşiliyle buluşturuyor.

Dünya turizminin gözdesi Ölüdeniz Kumburnu Milli Parkı ve Belceğiz Plajı, Fethiye ilçe merkezine 15 km uzaklıkta ve zengin florası, yamaç paraşütü için elverişli konumu ile bir “dünya mirası” olmayı hak eden Babadağı’nın eteklerinde yer alıyor. 

Belceğiz Plajı, denizden, kumdan ve güneşten yararlanırken bir yandan da  her türlü su sporunu yapabileceğiniz olanaklar sunuyor. Yine, plajdan kalkan günübirlik tekne turlarına katılarak, Ölüdeniz’in çevresindeki diğer güzellikleri keşfedebilir, mini bir mavi yolculukla, Akdeniz’in engin maviliklerinin, kıyılarda Toros’ların yeşiline nasıl dönüştüğüne tanıklık edebilirsiniz.

Ölüdeniz Lagünü’nde, kışın su sıcaklığının 19° nin altına düşmemesi ve bölgedeki hava sıcaklığının gece ve gündüz ortalamasının 12°C dolayında olması, kış tatilinizi de Ölüdeniz’de geçirmeniz için tercih nedeniniz... 
 

HİSARÖNÜ-OVACIK

Ölüdeniz’in muhteşem güzelliğine ulaşmak için yapacağınız yolculuk, size tatil için iki özel seçenek daha sunuyor. Ovacık ve Hisarönü köyleri. 

Ölüdeniz’e 4 km uzaklıktaki Ovacık ve Hisarönü, sıcak yaz günlerinde çam ormanlarıyla kaplı Babadağ’ın tatlı esintisini hissederken, konaklayabileceğiniz, eğlenebileceğiniz ve  dinlenebileceğiniz iki şirin köy. Otelleri, restoranları, barları, eğlence, alışveriş merkezleri ve sıcak, konuksever insanları ile Ovacık ve Hisarönü, aynı zamanda Likya Yolunda trekking yapanların da  tatillerinin başlangıç noktası.

Ovacık, Hisarönü ve Ölüdeniz bölgesi toplam 20.000 yatak kapasitesine sahip. 1. Sınıf tatil köylerinden, küçük aile pansiyonu işletmeleri ve kampinglere kadar, aradığınız her standartta konaklama olanağı bulabilirsiniz.

Yaklaşık 10.000 tür bitkinin yer aldığı Akdeniz florasının en güzel örneklerini ve 49 endemik türü barındıran, 1.975 mt yüksekliğindeki Babadağ, aynı zamanda yamaç paraşütü sporu yapanların da dünyada en çok keyif aldıkları atlayış merkezi konumunda... 

Gökyüzünde bir kuş gibi süzülen paraşütlerin yolculukları, Belceğiz Plajının beyaz, yumuşak kumlarında son bulurken, yalnızca atlayış yapanlar değil, izleyenler için de gerçek bir serüvene dönüşüyor. 


 KAYA KÖYÜ 

Kaya Köyü, antik Karmylassos’tan günümüze uzanan, farklı kültürlerin birbiri ile kaynaştığı, konup göçtüğü kesintisiz bir yaşamın mekanı olarak önem taşıyor. Yamaçların üzerinde birbirinin ışığını kesmeden yapılmış tipik Akdeniz mimarisi örneği taş evler, kiliseler, okullar, şapeller, iş atölyeleri, diğer yapılar ve birbirine açılan dar sokaklar adeta bir mimari laboratuvarı görünümünde…

Türk-Yunan Hükümetleri arasında imzalanan Lozan Antlaşması gereği yapılan nüfus değişimi sonucunda, Kaya Köyünde yaşayan Rum halkı ile, Batı Trakya’da yaşayan Türk Halkı karşılıklı olarak yer değiştirmiş, ancak Türk göçmenlerin buradaki yaşam biçimini benimseyememeleri yüzünden köyde, bu günkü terkedilmişlik görünümü sergileyen süreç başlamıştır.

Kaya Köyü, Anadolu kültürler mozayiğinin önemli bir örneği olarak korunuyor ve geçmişte hüzüne dönüşen çoşkuların, umut çiçekleri açması amacıyla çağdaş bir turizm anlayışı içinde yeniden değerlendiriliyor. Yakın bir gelecekte restorasyon ve planlama çalışmalarının tamamlanmasıyla, dünyaya örnek olacak bir dostluk, barış, bilim, kültür, sanat köyü idealinin gerçekleşmesi için kamu ve sivil girişimlerin çalışmaları sürdürülüyor.

Kaya Köyü’nün kök boyası tekniğiyle elde edilmiş, özgün renklerle yapılan Kaya Halıları ünlüdür. Ayrıca; incir, nohut, kavun, nar gibi ürünleri çok özeldir.

Konaklama tesisleri, lokantalar, şarap evleri ve Kaya Sanat Kampı hizmet vermekte…Çok yakınındaki Gemiler Koyu ve Afkule Manastırı da önemli çekim alanı olarak, Kaya’yı farklı kılmaktadır. Ayrıca sağlıklı yaşam olanağı sunan iklimi de farklı bir ayrıcalığıdır.

KELEBEKLER VADİSİ

Pieris Rapae,  Euglapia Quadripunctia, Danaus Chtysippus, ve diğerleri...   Fethiye’nin en güzel koylarından birisi olan “Kelebekler Vadisi”,   dik ve derin bir vadi tabanında on hektarlık bir düzlükte yer alır. Akdeniz’in deniz seviyesi kelebeklerinin bir arada görülebildiği bir açık hava müzesi görünümündeki vadide İlkbahardan başlayarak dokuz-on ay boyunca 30 tür gündüz ve 40 tür de gece kelebeğinin yaşam sürecini izlemek mümkün…

Kelebekler Vadisine,  Ölüdeniz’den kalkan servis teknesiyle,  yarım saatlik bir yolculukla ulaşılabilindiği gibi, Faralya’dan zorlu bir yürüyüşle,  ya da 1975  mt. Yükseklikteki Baba Dağı’ndan parapante ile uçarak ulaşmak isteyenlerin düşleri de gerçek olabiliyor. 
Kelebekler Vadisi, Ölüdeniz’den günü birlik tur yapan teknelerin de mola verdiği duraklardan birisi. Her sabah Belceğiz plajından yola çıkan teknelerle ulaşabileceğiniz vadide, kısa bir mola bile, size farklı bir cennette olduğunuzu anımsatmaya yetiyor.
Son yıllarda trekking sporu için Likya Yolunda yürümeyi seçenlerin de rotasında bu güzellik var.

1995 yılında, birinci derece doğal sit alanı ilan edilen vadide, yapılaşmaya izin verilmediği için konaklama tesisi yok… Yanınızda götüreceğiniz çadırlarda, uyku tulumlarında, ya da çalı ve yapraklarla kaplı ahşap çardaklarda gecelemek, yeme – içme gereksiniminiz için de küçük kır lokantasından yararlanmak mümkün…

Turkuvaz renkli minik koyunda yüzmenin keyfini çıkardıktan sonra, vadinin içinde zengin floralı bir ortamda yürüyüş yapanları bir de sürpriz bekliyor... Dik ve yüksek yarların sonunda ulaşılan iki küçük şelale, yürüyüşçülere zevkli bir duş olanağı sağlıyor. Gezginlerin betondan arındırılmış doğal ve güvenli bir ortamda tatil yapmaları için  “Kelebekler Vadisi” ideal bir seçim.

SAKLIKENT

Saklıkent Kanyonu, Fethiye’ye 50 Km. uzaklıkta benzersiz bir doğa harikasıdır.  300 mt derinliğinde ve 18 Km. uzunluğundaki kanyon, binlerce yıl boyunca dağlardan gelen akarsuların, kayaları aşındırması sonucunda, bugünkü biçimini almıştır. Kışın, içerideki su seviyesinin yükselmesi nedeni ile, ziyaretçilerin yalnızca yaz aylarında kanyonun içine girmeleri mümkün olabiliyor. Eğer hobilerinizin arasında fotoğrafçılık da varsa, Saklıkent ve çevresinin bozulmamış doğallığından muhteşem görüntüler yakalayabilirsiniz. 

Saklıkent Kanyonunun bir rastlantıyla ortaya çıkartılışının öyküsü ilginç. Bölgede alabalık üretimi için girişimde bulunmak isteyen bir çobanın yaptığı çalışmalar sırasında zorunlu olarak inşa edilen bir servis köprüsü, gizli cennetin kapılarını tüm gezginlere açmış. Başlangıçta, yalnızca alabalık üretimi için kullanılması düşünülen kanyon, yoğun ilgi nedeni ile ziyaretçilerin gereksinimlerini karşılayacak biçimde yeniden planlanmış.

Kanyonun içinde ve dışında hızla akan suların üzerinde kurulu bulunan ahşap dinlenme platformlarında ziyaretçilere sunulan alabalık ve geleneksel börekler, tatil anılarını zenginleştiriyor ve tatil keyfini artırıyor...

Saklıkent’e Fethiye’den dolmuşla ya da seyahat acentalarının düzenlediği günübirlik turlarla gitmek mümkün. Yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuk sırasında  otantik yaşamın sürüp gittiği küçük köy yerleşimlerinin arasından geçerken, tütün, pamuk, anason, susam, buğday tarlaları ve sebze seralarını görebiliyorsunuz.  Kanyonun içine güvenli bir servis köprüsü ile giriliyor. Daha başlangıçta, bembeyaz köpükleri ile çağlayan kaynak suları ile karşılaşan gezginleri, gizli cennetin yemyeşil ortamı büyülüyor. Yazın sıcağından bunalanlar için  bir sığınma yeri olan Saklıkent’te suların içinde yapılacak yaklaşık 3 Km. lik yürüyüş, herkes için ideal bir spor etkinliği...

 GÖCEK

Göcek, Dalaman Havalimanına yalnızca 25 km uzaklıkta. Bölgedeki turizm merkezleri arasında havalimanına en yakın olanı... Bu özelliği ile, hafta sonu tatilleri için de ideal bir seçenek. Çeşitli standartlardaki konaklama tesisleri ve pansiyonlardan yıl boyunca yararlanmak mümkün. Göcek’in sıcak ve konuksever insanları Fethiye ve çevresini karadan ve denizden keşfetmek isteyenleri bekliyor.

Fethiye’nin batısına doğru yol aldığınızda, ağaçların ardında denizi görürsünüz.  Doğal bir yat limanı görünümündeki  Göcek’te denizin kardeşliği, her dilden ve her ülkeden yat meraklılarını bir araya getiriyor. Komşu teknede paylaşılan bir fincan kahvenin, kurulan en sıcak dostlukların limanıdır Göcek. Fethiye Körfezindeki Göcek koylarında özgürlüğün mavi rengi, şair Orhan Veli’nin dizelerini anımsatır size...

Yelken ol
Kürek ol
Dümen  ol
Balık ol
Git gidebildiğin yere...

Göcek ve çevresi antik dönemlerde Daidalos olarak adlandırılmış. Bu ismi mitolojide ilk uçan insan İkarus’un yaratıcısı mimar Daidalos’dan aldığına inanılıyor. Strabo’nun ve Heredot’un tarihlerinde  Daidalos’un   Likya’nın bir liman kenti olduğundan söz ediliyor. Ne yazık ki, antik dönemlerdeki depremler sonunda tamamen yıkılan bu kentten günümüze kalan pek bir şey yok... Fethiye – Muğla Karayolunun 25. Km sinde İnlice köyünün çıkışında görebileceğiniz tapınak tipli bir kaya mezarı, kentin ulaştığı sınırlar konusunda bir fikir veriyor. 

Fethiye Körfezinde, Göcek’in çevresinde sıralanan koylar ve adalar mavi yolculara zevkli bir doğa ve tarih yolculuğu sunuyor. Üzerinde geçmiş dönemlerin kalıntılarını taşıyan bu adalar ve koylar sanatçıların da ilham kaynağı... Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir balığın resmini çizdiği kayanın bulunduğu Taşyaka Koyu, Manastır Koyundaki Mısırlı Kraliçe Kleopatra’ya ithaf edilen batık hamam, Tersane Adasının yaz ve kış limanları, Kapı – Göbün Koyu, Sarsala,  Boynuzbükü , Yassıca Adaları, Göcek Adası ve diğerleri, Fethiye Körfezinin  görülmeye değer güzelliklerinden bazıları... 

ADALAR-KOYLAR

ŞÖVALYE  ADASI  ( Eski Meğri)  :

Fethiye Limanının kuzeyinde yer alan ada, limana girişleri denetim altında tutabilecek konumu ile çok eski dönemlerden beri stratejik bir öneme sahiptir. 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri’nin adada yaptırdıkları kale ile kenti uzun süre denetimlerinde tuttukları bilinmektedir. 

Geç Roma döneminde de kullanıldığı buluntulardan anlaşılan adada bugün  bu kalenin surlarının, evlerinin, eski sarnıçların ve çeşitli mozaiklerin kalıntıları görülebilir. Günümüzde bir sayfiye ve günübirlik konaklama alanı olarak kullanılan Şövalye adasında bir otel, iki apart otel, bir restoran, plajlar ve piknik alanları bulunmaktadır.

Fethiye’ye 1,5 mil uzaklıktaki adaya yaz aylarında 10-19 saatleri arası düzenli deniz dolmuş seferleri yapılmaktadır. En sıcak yaz günlerinde bile  Akdeniz melteminin serinlettiği Şövalye Adası Fethiye’nin vazgeçilmez yerlerinden birisidir.

KIZIL  ADA   :
Kızık Ada , Fethiye
Gün batımında, güneş vurduğunda taş ve toprağın rengi kızıla döner ve kıpkırmızı bir renk kaplar adayı.Kızıl ada ismini bu renk oluşumundan almıştır belki de, bilinmez....  
Adanın güney ucunda deniz trafiğine yön veren bir deniz feneri ve bekçisinin evi dışında hiç bir yapı yoktur. 

Kuzey batısındaki irili ufaklı kayalıklar (Deliktaş Adaları) dalış ve balık meraklıları için  çok elverişlidir. Kızıl Adanın dalgalara kapalı doğu kıyısında yüzmeye ve demirlemeye elverişli geniş kumsalı gerek mavi yolcuların gerek günlük tur teknelerinin  uğradıkları bir koydur.
 

KATRANCI  ADASI    :

İlçenin en önemli kamping alanlarından olan Katrancı koyunun tam karşısında bulunan ada adını buradan almıştır.  Teknelerin yanaşmasına pek uygun olmayan ada çevresi daha çok balık tutkunları için vazgeçilmezdir.

GÖCEK  ADASI   :

Yatçıların vazgeçilmez  uğrak yeri olan şirin tatil beldemiz Göcek’in  karşısında yer alan Göcek Adası çevresinde teknelerin yanaşabileceği bir çok koy bulunmaktadır. Çam ağaçları ile kaplı bu şirin ada; yüzmek ve demirlemek için sakin bir yer arayanlara pek çok seçenek sunmaktadır.

YASSICA ADALARI   :

Kızık Ada , Fethiyeİrili ufaklı 5 adacıktan oluşan yassıca adaları günübirlik tur teknelerinin en uzun süre kaldıkları yerdir. Güney – Kuzey yönünde uzanan ana adanın kuzey  ucu kumsal olup yüzmek için idealdir. Yöre çeşitli  su sporlarının yapıldığı bir eğlence merkezidir. Birbirlerinden  daracık boğazlarla ayrılan adacıklar arasında dolaşmak, her dönemeçte yeni bir güzellikle karşılaşmak, doyumsuz bir macera gibidir. Hele mehtaplı bir gecede Yassıcalar’da demirlemişseniz kendinizi hayal dünyasında sanabilirsiniz. 

Yassıca adalarının en güney ucunda bulunan Hacı Halil Adası (zeytinli Ada)  bölgenin özel mülkiyet olan tek adasıdır. Üzerinde Osmanlı döneminden kaldığı sanılan bir zeytin sıkma tesisi bulunmaktadır.

TERSANE ADASI  :

Bölgenin en büyük adası olan Tersane Adası üzerinde erken Roma dönemine kadar uzanan fakat çoğunluğu Akdeniz mimarisi özelliği taşıyan, çok sayıda bina kalıntısı bulunmaktadır. Geçmişte küçük gemilerin yapım, bakım ve onarımlarının yapıldığı bir tersanenin varlığı nedeniyle Tersane Adası olarak anılmaktadır. 

12 adalar turlarının uğrak yerlerinden olan adada günümüzde hayvancılık ve ziraat ile uğraşan birkaç aile yaşamaktadır. Ayrıca kıyıda hizmet veren küçük ama  şirin restaurantıyla, üzerinde  balıkçıların Yaz Limanı ve Kış Limanı olarak adlandırdıkları iki ayrı korunaklı koyu ile yatçılar için bölgenin en güvenli yeridir.

 

Kızık Ada , FethiyeDOMUZ (PRENS) ADASI  :
Adını, tepelerinde yaşadığı sanılan yaban domuzlarından alan  bu ada, son sahibi nedeniyle, Prens Adası olarak da anılmaktadır.  Çevresinde denize kadar uzanan , bir kısmı sular altındaki yıkıntıların da görülebileceği ,teknelerin yanaşmasına elverişli bir limanı olmayan, özel mülk konumundaki bir adadır.

 

GÖBÜN KOYU   :

Darboğaz’dan Karanlıkiçi’ne girdiğinizde, güneyinizde herkesten gizlenmişçesine saklanan Göbün koyu, çam ve zeytin ağaçlarıyla, kıyısındaki hamam olduğu söylenen antik kalıntısıyla, Mavi yolcuların karşı konulamaz davetler aldığı bir koydur.

Yükseklerinde sayısız tondaki yeşilin arasından göz kırpan kral mezarları ve Kaunos kültürü kalıntılarıyla, adalar yöresinin görülesi koylarındandır. Sahildeki lokantada fırında taze balık ve ekmek yemek, sabah tepeden gün doğumunu izlemek, Göbün Koyu’nun olmazsa olmazlarıdır...

HAMAM (MANASTIR) KOYU :
Mavi yolculuk teknelerinin vazgeçemediği yerlerin başında denizi ve doğasıyla eşsiz güzellikteki Hamam Koyu gelir. Akdeniz insanı bu… Kendini inandırmış Kleopatra’nın burada denize girdiğine ve koya Kleopatra Koyu deyivermiş. Kleopatra’nın burada denize girdiği tartışılır ancak; gelip görmüş olsaydı, çok beğeneceği tartışılmaz ! Kurtoğlu Burnu’yla anakara arasındaki kıstağın doğu yüzündeki koyda, bir yapının denize çökmüş kalıntıları vardır.

Bizans zamanından kalma bir manastır mı, hamam mı bilinmez. Bir söylentiye göre buruna adını veren Kurtoğlu bir korsanmış, burada malikanesi varmış, görünen bu yıkık da bu yapının bir kesimiymiş. Gümüşi renkteki taşlar, duvarlar  masmavi suların içine gömülüdür. Çamlar ve çalılarla örtülü koyun çevresinde, birçok belirli belirsiz yapı kalıntısı da görülür. Kıstağı boydan boya kesen büyük bir duvarın bulunduğu Kurşunlu Koyu, yatların gecelemesi için çok elverişlidir.

Hamam Koyu yakınındaki Yavansu’dan  yarım saatlik bir yürüyüşle ulaşılan tepedeki antik kent Lydae; tarih tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.

TAŞYAKA (BEDRİ RAHMİ KOYU)   :

Kızık Ada , FethiyeTersane adasının karşısına doğru, Taşyaka koyunda kıyıya yaklaştığınızda, büyük bir kayaya çizilmiş  balık resmi selamlar sizi. Bedri Rahmi EYÜBOĞLU’nun,  ünlü mavi yolculuklarından birinde yaptığı balık resminin tüm canlılığı ile yaşadığını görmek, sizleri şaşırtmasın. Yöredeki tek içme suyu  kaynağı olan koyda demirleyip, yamaçlarındaki Likya kaya mezarlarını görmek, çam ağaçları arasında dolaşmak...

Anlatmak yetmez, gezip görmek gerek Taşyaka’yı…

Göcek’ten adalara doğru ilk durak Ak Bükü çam ağaçlarıyla kaplı yamaçları, mavinin en kışkırtıcı tonlarını sergileyen suları yanında kumsalının gerisindeki günlük (sığla) ağaçları ile sizlere ayrı bir güzellik sunmaktadır. Güneye doğru devam ederseniz iç içe geçmiş koylarıyla Boynuz Bükü, adalar yöresinin kara ulaşımı olan son koyu Sarsala, Kille, ve saymakla bitiremeyeceğimiz koylarla süslü Kapıdağ yarımadası Mavi yolcuların göz bebeğidir.

OYUKTEPE  YARIMADASI   :

Fethiye Limanı’nın batı yönünü çevreleyen bu yarımada üzerinde deniz ve çam ağaçlarının kaynaştığı  Aksazlar, Samanlık, Kuleli, Boncuklu gibi birbirinden güzel pek çok koy bulunmaktadır. 7 kilometrelik bir yol ile dolaşılabilen yarımadadaki bu koylar yöre halkının en çok rağbet ettikleri günübirlik mesire yerleridir. Bu yol ayrıca, yürüyüş meraklıları için ideal bir parkur oluşturmaktadır.

TURUNÇ PINARI

Adını turunç ağaçları ve tatlı su pınarından alan bu koy, yatçıların uğrak yeridir. Tüm deniz ürünlerinin, özenle hazırlanarak sunulduğu balıkçı lokantası gurmelerin gözdesidir. Kaya Köyü’nden başlayan yürüyüş yoluyla da ulaşılabilen koy; plajı ve temiz deniziyle de ideal bir günübirlik mesire yeridir.

GÜNLÜKLÜ (Küçük Kargı)   

Kızık Ada , FethiyeYöreye özgü, sık sığla (günlük)  ağaçlarıyla kaplı, ormaniçi dinlenme yeridir. Benzersiz güzellikleri, plajı  ve kampçılık için hazırlanmış alt yapısı ile turistik çeşitliliğimiz içinde farklı bir konumdadır. Muğla-Fethiye Karayolu üzerinde olup, dolmuşlarla da ulaşım sağlanabilmektedir.

KATRANCI KOYU

Sık çam ağaçlarının denizle kucaklaştığı, irili ufaklı koylarla çevrelenmiş, orman içi günübirlik dinlenme  ve çadırlı kamp alanıdır. Tatilcilere her türlü hizmetin sunulduğu, doğası ve kumsalıyla çok rağbet gören, en önemli turistik çekim alanlarımızın başlıcalarındandır.

GEMİLER KOYU VE ADASI

Kaya Köyünün arkasındaki tepeyi aşarak gelen yol, sizi zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrelenmiş bir başka güzelliğe,Gemiler Koyuna ulaştırıyor.Gemiler Koyunun tam karşısındaki kaplı St. Nicholas(Gemiler Adası) na bir tekne ile geçebilir ve Bizans döneminden kalma kalıntıları görebilirsiniz.

1990 yılında bir Japon Arkeoloji heyetinin Fethiye müzesi ile birlikte başlattığı kazılarda gün ışığına çıkartılan buluntulardan, adanın erken Hıristiyanlık döneminde önemli bir ziyaret merkezi olduğu ve denizler azizi Nicholas’ın bu adada yaşadığı anlaşılıyor.

E-Posta Listemize Abone Ol !

Gelişmeleri yakından takip edebilmek için hemen e-posta listemize katılın


Abone ol butonuna tıklayarak yukarıda yer alan iletişim bilgilerime reklam, promosyon gibi amaçlarla ticari elektronik ileti gönderilmesini, bilgilerimin bu amaçla kullanılmasını, mevzuat kapsamındaki haklarınız saklı kalmak kaydı ile kabul etmiş sayılırsınız.